Biyodinamik tarım sağlıklı bir tarımsal ve sosyal çevre yaratır.
1924 yılında Rudolf Steiner’den çiftçiler tarafından tarımın iyileştirilmesine katkıda bulunması istendi. Bu, şu anda tescilli markası Demeter olan en eski organik tarım olan biyodinamik tarımın doğuş anıydı. Bugün 64 ülkede 230.000 hektar tarım arazisi Demeter standartlarına göre işlenmektedir.
Denemeler, biyodinamik tarımın tarımsal ekosistemlerin direncini artırdığını göstermiştir. Örneğin, sağlıklı ve verimli toprakların sürekli olarak oluşturulması arazi çeşitliliğini arttırmakta ve bitkileri patojenlere karşı daha dirençli hale getirmektedir.
İsviçre Organik Tarım Enstitüsü tarafından yürütülenler gibi bilimsel deneyler, biyodinamik tarımın sera gazı emisyonlarını azalttığını ve karbon tutma yoluyla iklim değişikliğini hafifletmeye yardımcı olduğunu kanıtlamaktadır (DOK deneyleri). Mısır’daki küçük çiftçiler bu gerçeği karbon kredisi sertifikaları satmak ve ekstra gelir elde etmek için kullandılar (Economy of Love sertifikası).
Hindistan’ın Vinita Shah kentindeki kompost projesi, 2020’den sonra yaklaşık 50.000 küçük çiftçi için yeni umutlar yaratıyor. Arjantin Rosario’daki biyodinamik kent bahçeleri ve Kenya Mbagati’deki gibi biyodinamik okul bahçeleri de yoksul durumdaki insanların sağlıklı gıdaya bağımsız erişimini sağlıyor. Filipinler’de Cobarvitz 1924 projesi kendi kendine yeterlilik için bir temel oluşturmaktadır.
Yüzüncü yıl olan 2024’te biyodinamik tarım gelecekteki potansiyelini değerlendirecek ve Tarım Bölümü 7-10 Şubat tarihleri arasında İsviçre’nin Dornach kentinde yıllık konferansını düzenleyecek.